Turgut Özal Kimdir? Biyografi, bölümünde Turgut Özal Kimdir? Biyografi sayfası ile karşınızdayız. Turgut Özal Kimdir? Biyografi detayları ile daha da iyi tanıyalım.
Turgut Özal, 13 Ekim 1927 senesinde Malatya’da dünyaya geldi. Kısmen Kürt kökenlidir. Çocukluğunun bir zamanında pilot olmak isteyen Özal, Silifke’ye taşındıktan sonra, eşeğin üzerinden düşerek kolundan sakatlanmış ve kollarından biri diğerine göre daha kısa kalmıştır. Bu durum pilot olma isteğinden zorunlu olarak vazgeçmesine neden olmuştur.
4 yaşındayken Bilecik’in Söğüt beldesine taşınan Özal, ilköğrenim yaşamına burada başladı. Babasının görevi sebebiyle sürekli olarak il değiştiren Özal, ortaokulu Mardin’de bitirir. Mardin’de lise olmaması sebebiyle, Konya Lisesi’nde eğitim hayatına devam eden Turgut Özal bu dönem içinde kardeşi Korkut Özal da ona eşlik etmiştir. En son Kayseri Lisesi’nde lise eğitimini bitiren Özal, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği’ni burslu olarak okur. 1950 senesinde mezun olur. Mühendislik yapar ve sonra siyasete girer.
Turgut Özal, ailesinin isteğiyle evlendiği Ayhan İnal’la 1952 senesinde kısa süreli bir birliktelik yaşadı. Bu evlilikten sonra çalıştığı kurum Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nde sekreter olarak görev yapan Semra Özal ile evlendi. Bu evlilikten sonra Ahmet, Zeynep ve Efe adında üç çocuğu oldu.
Evlendikten sonra, Amerika’da Texas Tech Üniversitesine ihtisas yapmaya giden Özal ekonomi branşında eğitim aldı.
Geri döndüğünde EİEİ Genel Müdür Yardımcısı oldu ve Türkiye’de elektrifikasyon üzerine projelerde çalıştı. 1958 senesinde Planlama Komisyonu’nda sekreterya görevini yaptıktan sonra 1959 senesinde Ankara Ordonat Okulu’nda yedek subay oldu. Dönemin Devlet Su İşleri Genel Müdürü (ve 33 sene sonra 9. Cumhurbaşkanı seçilecek olan) Süleyman Demirel de, 27 Mayıs Darbesinden hemen sonra askere alındı.
Askerliği sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı’nın kuruluşunda çalışan Özal, 1965 seçimlerinden sonra Süleyman Demirel’in danışmanı olarak görev yaptı. 1967 senesinde DPT Müsteşarı oldu. 1971’den 1973’e kadar Dünya Bankası Sanayi Dairesi’nde danışman olarak çalışan Özal yurda döndükten sonra başta Sabancı Holding olmak üzere bir çok sektördeki, bir çok şirket için yönetici olarak çalıştı. Sabancı Holding’deki görevinin Genel Koordinatörlük olduğu söylenmektedir.
1977 genel seçimleri’nde Millî Selamet Partisi’nden İzmir milletvekili adayı oldu; fakat seçilemedi. 43. Hükümet zamanında Başbakanlık Müsteşarlığı ile DPT Müsteşar vekilliği görevlerine getirildi. 24 Ocak Kararları’nın mimarı olarak görev yaptı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, bu politikaları sürdürmek maksadıyla Bülend Ulusu Hükümeti’nde ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcılığı görevine getirildi. Bu vazifeye getirildikten 22 ay sonra, 14 Temmuz 1982 tarihinde istifa etti.
Turgut Özal Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hem DPT Müsteşarlığı hem de Başbakanlık Müsteşarlığı yapmış tek başbakanı ve cumhurbaşkanıdır.
1987 senesinde yapılan genel seçimlerde de 292 milletvekili çıkartarak tekrar çoğunluğu sağladı ve 46. Hükümet’in başbakanı oldu. İktidarda olduğu 1983-1991 zamanında Türkiye ekonomisi hemen hemen yıllık yüzde 5,2 oranında büyümüştür. Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’nu değiştirerek Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nı kurdu.
18 Haziran 1988 Cumartesi günü Ankara Atatürk Spor Salonu’nda Anavatan Partisi’nin 2. Olağan Kongresi’nin düzenlendiği sırada Kartal Demirağ isimli saldırgan aracılığıyla tertip edilen suikasttan yaralı olarak kurtuldu. Foto muhabirleri ve televizyon kameraları için hazırlanmış olan platformun önünden ve Özal’a 12 metre öteden saat 12:15’te iki el ateş eden Demirağ, Turgut Özal’ı sağ elinden yaralamıştır. Saldırı sonrası etrafa rastgele ateş açan korumalar ise 18 birinin yaralanmasına neden olmuştur. Yaralananlar içinde Bakan İmren Aykut da mevcuttur. Önce ölüm cezasına çarptırılan, sonrasında cezası 20 yıla indirilen Kartal Demirağ’ı cumhurbaşkanlığı zamanında affetmiştir.
Barzani’ye ülkeler arası alanda rahat seyahat edebilsin diye Türk Pasaportu (kırmızı pasaport) vermiştir. Yıllar sonra Barzani bu pasaportu 2003 senesinde Türkiye’ye iade etmiştir.
Cumhurbaşkanlığı döneminin en önemli olayı 1. Körfez Savaşı’dır. Bu olayda çok aktif rol almıştır. Petrol kaynaklarının kontrolünü elinde tutan Saddam Hüseyin’in Türkiye için büyük bir tehlike teşkil ettiğini ve Saddam’ın bölgeyi hakimiyeti altında tutmasına izin verilemeyeceğini savundu. Saddam’ın uzaklaştırılması için olabilecek olan her şeyin yapılması hususunda fikren ve siyasi açıdan son derece istekliydi. Bu nedenle ABD’ye bu hususta açık destek verdi. Harekata Türk Ordusunun da katılıp, Misak-ı Milli sınırları içinde olan Musul ve Kerkük’e girilmesini isteyince, zamanın Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay görev süresi sona ermeden 3 Aralık 1990 tarihinde kendi isteği ile Genelkurmay Başkanlığı görevinden emekliye ayrıldı; görevden ayrılmasına neden olarak da 1. Körfez Savaşı’nda hükümetin tutumuna tepki olduğu öne sürüldü.
Turgut Özal’ın Ölümü
Turgut Özal, 17 Nisan 1993 tarihinde 5 ülkeyi kapsayan 12 günlük Türkistan gezisinden sonra vefat etti.
Turgut Özal’ın cenazesine Türkiye’nin dört bir yanından yüz binlerce kişi akın etmiş, televizyonlardan canlı yayımlanmış; ülkede bayraklar yarıya indirilmiştir. Dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, Turgut Özal ile de yakın dost olan George H. W. Bush beklentilerin aksine cenaze merasimine katılmamıştır. “Öldükten sonra beni İstanbul’a defnedin, kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed’in manevi ruhaniyeti altında bulunmak istiyorum” şeklindeki vasiyetine uyularak kendisi aracılığıyla yaptırılan eski başbakan Adnan Menderes’in anıt mezarının olduğu Topkapı’da, Vatan Caddesi üzerinde kendisi adına hazırlanan anıt mezara toprağa verildi.
Bir suikasta kurban gitmiş olabileceği de senelerdır tartışılmaktadır. Turgut Özal’ın limonatasına katılan arsenikle zehirlendiği iddiasını ortaya atan eşi Semra Özal, delil olarak da saç örneğini ABD’de tahlil ettirdiğini belirtmektedir. 2 Ekim 2012 tarihinde Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 19 yıl aradan sonra kabri açılmış olup ölümünün bir suikast olup olmadığının belirlenmesi için yapılan otopsi neticesinde Adli Tıp Kurumu araştırmalar ve bulgular sonucu zehir olduğunu fakat Özal’ın zehirden mi yoksa başka nedenten mi öldüğünü tespit edemeklerini açıklamıştır.