Ruhi Su Kimdir? Biyografisi, bölümünde Ruhi Su Kimdir? Biyografisi sayfası ile karşınızdayız. Ruhi Su Kimdir? Biyografisi detayları ile daha da iyi tanıyalım.
Mehmet Ruhi Su, 20 Eylül 1912 senesinde Van’da dünyaya geldi. Memur olarak çalışan babasının tayini ve ataması vesilesiyle Van’a yerleşti ve çocukluğunun büyük bir bölümünü burada geçirdi. Genç yaşlarda babasını ve kısa zaman sonra da annesini kaybetti.
Ermeni olduğu ve ailesini 1915 kırımında yitirdiği rivayet edilir. Oğlu Ilgın Ruhi Su, “Babamın 1912’de Van’da doğması, öksüzler yurdundan gelmesi, şimdiye kadar hiçbir akrabasının çıkmaması düşünüldüğünde Ermeni olma ihtimali hayli yüksek” demiştir. Çocukluğunun geri kalan ve gençlik senelerını yanlarına verildiği yoksul bir aile ve ardından da öksüzler yurdunda geçirdi.
Ruhi Su, Bir ara İstanbul’da askeri okullarda okudu, fakat müzik sevgisi onu yeni arayışlara itti. Adana Öğretmen Okulu’nda okurken, Ankara’ya Müzik Öğretmen Okulu’na (Musiki Muallim Mektebi) girmeyi başardı. 1942’de Ankara Devlet Konservatuarını`nın Şan bölümünü bitirdi. Aynı senelerda sırasıyla Ankara Cebeci İkinci Ortaokulu`nda sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü`nde müzik öğretmenliği yaptı.Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na seçildi, konservatuvarın opera bölümünde de okudu ve ardından da Devlet Operası’nda çalıştı. Devlet Operası sanatçısı olarak, Bastien Bastienne, Satılmış Nişanlı, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca, Yarasa, Aşk iksiri, Rigoletto, Figaro’nun Düğünü, Maskeli Balo ve Konsolos gibi operalarda rol aldı. Türk Opera Sanatı’nın temelinde Ruhi Su’nun da katkısı büyüktür.
Ankara Radyosu’nda onbeş günde bir yayına giren türkü programları düzenledi; Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi`nde büyük bir koro oluşturdu.Aldığı klasik batı müziği eğitimi , ömrü boyunca kendini adadığı türkülerin yorum ve icrasına yaklaşımının kurumsal temelini oluşturdu.
Ruhi Su, sosyalist dünya görüşü sebebiyle 1952-1957 senelerı içinde 1951 TKP tevkifatı dolayısı ile hapis yattı. 1960’ta İstanbul’da Taksim Belediye Gazinosu’nda sahneye çıkan Ruhi Su, öte yandan da halk türkülerini kaydedip, arşivleme görevini üstlendi. Bunun yanı sıra radyoda da ‘Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor’ anonsuyla sunulan bir radyo programı yaptı. Bu programlardan birinde dile getirdiği “Serdari Halimiz Böyle N’olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak” türküsü sebebiyle radyodaki işine son verildi.
Söylediği türkülerdeki siyasi vurgular yüzünden aleyhinde kampanyalar başlatılan ve işini kaybeden sanatçı, türküleri derleyip, yeniden yorumlama işine kendi başına sürdü. 1975’te Dostlar Korosu’nu kurdu. 1978’den sonra ürettiği kasetlerle halk müziğinin, yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu. Aydınlara türkü dinlemeyi öğreten kişi olarak da bilinir.
Ruhi Su, 1978 senesinde romatizma şikayeti ile gittiği hastanede kemik iliği kanseri başlangıcında olduğunu öğrendi. Askeri yönetimin uzun süreli direnişinin sonrasında bir defaya mahsus olmak üzere pasaport çıkarıldı. Almanya’ya gittiğinde Dr. Seyfi Önder aracılığıyla yapılan tedavi sonuç vermedi. 1983 senesinde bacaklarında aşırı his kaybı olduğu için hastaneye yatırıldı.17 Eylül 1985 tarihinde eşi Sıdıka Su’ya vasiyetnamesini yazdırdı. 20 Eylül 1985 günü derin bir sinir krizi geçirdi. Akşam saatlerine doğru sinir krizi beyin kanamasına dönüştü. Dört saatlik uzun bir uğraşıya rağmen akşam saat 21.09’da yaşamını yitirdi. Ölümünden 22 gün sonra cenazesi İstanbul’a götürüldü. Ruhi Su’nun cenaze merasimine binlerce kişi katıldı ve cenaze 12 Eylül döneminin ilk büyük kitle gösterisi haline dönüştü. Cenazede gözaltına alınan 163 kişi İstanbul siyasi şubede 15 gün süreyle gözaltında tutuldu.
Kendisi Alevi Deyişlerini okumuş, Pir Sultan’ın, Hatayi’nin ve diğer ozanların deyişlerini yorumlamıştır. Nazım Hikmet’in şiirlerini ilk besteleyenlerdendir. 1957’de hapisteyken dile getirdiği Mahsusmahal adlı türküsüyle ünlendi.
Ruhi Su’nun sesini korumadaki hassasiyeti ile ilgili birden fazla anlatı mevcuttur. Bunlara göre Ruhi Su, sesine zarar vermemek için kuruyemiş ve çamaşır suyundan uzak dururmuş. Sorulduğunda, sesini korumadaki bu hassasiyetinin sanata ve dinleyenlere saygısından ortaya çıktığını ifade edermiş.
Ruhi Su, ölümüne kadar 16 tane 45’lik plak, 11 uzunçalar çıkardı. Ölümünden sonra kurulan Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı aracılığıyla eşi Sıdıka Su (ö. 18 Ekim 2006) ve oğlu Ilgın Su özel arşivlerdeki ses kayıtlarından yararlanarak plak, kaset ve CD üretimini sürdürdüler. Vakfın merkezi Beyoğlu, İstanbul’dadır.
Ruhi Su ile ilgili Ajans21 aracılığıyla, Ezgili Yurek: Ruhi Su 1995 (24 dk) adında bir belgesel hazırlanmıştır. Bu belgesel Ruhi SU ile ilgili hazırlanan ilk belgeseldir. Bunun dışında Avusturya Belgeseli ve Ruhi Su Belgeseli (Hilmi Etikan) adlarında iki belgesel film de Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı aracılığıyla gösterilmektedir.
Albümleri
1971 Seferberlik Türküleri ve Kuvayi Milliye Destanı
1972 Yunus Emre
1972 Karacaoğlan
1972 Pir Sultan Abdal
1974 Şiirler – Türküler
1974 Köroğlu
1977 El Kapıları (Sümeyra Çakır ile birlikte)
1977 Sabahın Sahibi Var (Sümeyra Çakır ile birlikte)
1993 Semahlar
1993 Çocuklar, Göçler, Balıklar
1993 Zeybekler
1986 Pir Sultan’dan Levni’ye
1993 Ezgili Yürek
1993 Ekin İdim Oldum Harman
1987 Kadıköy Tiyatrosu Konseri
1988 Beydağı’nın Başı
1988 Dadaloğlu ve Çevresi
1989 Huma Kuşu ve Taşlamalar
1990 Sultan Suyu “Pir Sultan Abdal’dan Deyişler”
1991 Dostlar Tiyatrosu Konseri (Sümeyra Çakır ile birlikte)
1992 Ankara’nın Taşına Bak
1993 Uyur İken Uyardılar
1994 Barabar
1995 Aman Of